Ayasofya Kilise mi, Cami mi, Müze mi?

Hakkında bu kadar çok şey yazılan bir yapı hakkında yeni bir şeyler yazmak zor. Herkesin bu kadar bildiği ya da belki bildiğini sandığı bir yapı hakkında… Ama Caesar yazısında da söylediğim gibi bazı şeyleri o kadar çok bildiğimizi sanıyoruz ki bu sanrımız o şey hakkındaki bilgisizliğimizi gizleyebiliyor. Bu nedenle Ayasofya’yı derli toplu bir şekilde tekrar”Ayasofya“Ayasofya Kilise mi, Cami mi, Müze mi?” yazısının devamını oku

Caesar

İnsanlık tarihinde çok az insanın ulaştığı bir şöhrete sahiptir Caesar. Yani tam adıyla Gaius Iulius Caesar. Antik çağ ya da Roma hakkında hiç bir bilgiye sahip olmayan insanların zihninde bile bir şeyler çağrıştırır Caesar ismi. Kendisi ile ilgili, “Sen de mi Brütüs”, “Sezar’ın hakkı Sezar’a”, “Geldim, gördüm, yendim”, “Rubicon’u geçmek”, “zarlar atıldı” gibi deyişler günlük”Caesar”“Caesar” yazısının devamını oku

Phaselis

Gezmesi en zahmetsiz ve en keyifli antik kentlerden biridir Phaselis. Zahmetsiz olması, su kemerleri, ana caddesi, hamamı, agorası ve görkemli tiyatrosu dışında açığa çıkarılmış pek fazla yapısı olmamasından kaynaklanır. Ana cadde üzerinde yürürken hafif sağ-sol yaparak görülecek tüm yapılara erişmeniz mümkün. Tabi buna bağlı olarak alanda gezerek edinilebilecek arkeolojik ve tarihsel bilgi de kısıtlı. Ama”Phaselis”“Phaselis” yazısının devamını oku

Library of Celsus

The Library of Celsus is beyond doubt one of the most known and iconic structures of the ancient Ephesus. The library is located at the corner of the intersection of Kuretler Street and Mermer Street,the front facade of the library,which was raised with the works that lasted between 1970-78, has an extraordinary beauty with its”Library“Library of Celsus” yazısının devamını oku

Kentin Altında Unutulan Bir Dere: Boyacı Deresi

(H. İbrahim Alpaslan) Bu çalışma İzmir kent merkezinde bugün artık varolmayan bir derenin izini sürmeye çalışmaktadır. Adını çevresindeki boya imalathanelerinden alan Boyacı Deresi’nin izlerine İzmir’in gezginlerin güzergahlarına dahil olduğu 17. Yüzyıldan başlayarak rastlamak mümkündür. 18. Yüzyılda kentin yayılım alanı için bir eşik görevi gören dere, 19. Yüzyılda kent dokusunun içinde kalmaya başlamış, 20. Yüzyıla gelindiğinde”Kentin“Kentin Altında Unutulan Bir Dere: Boyacı Deresi” yazısının devamını oku

Fıstık

Bu yazıda diğerlerinden farklı olarak çok fazla mimarlık, tarih veya arkeoloji ile ilgili olmayan bir konudan bahsedeceğim. Fıstık, ya da daha spesifik olarak Antep Fıstığı. Başta biraz genel bilgiler verdikten sonra sizlere bir fıstık ağası olarak kendi deneyimlerimi anlatacağım. İlk kısım biraz sıkıcı ama sabredin, son kısımda goygoya doyacaksınız. Önce şu “Çam”, “Şam”, “Antep” meselelerini”Fıstık”“Fıstık” yazısının devamını oku

Hades ve Persephone

Bernini’nin bir başka muazzam eserinin aklıma getirdiği bir miti anlatacağım bu yazıda. Daha önce de Apollon ve Daphne mitinde yine Bernini’nin müthiş bir eserine yer vermiştim ve bu eseri de ona şaşırtıcı bir biçimde benziyor. Dolayısıyla bu yazı sonunda iki heykeli de beraber okuyup Bernini hakkında biraz atıp tutmaya niyetim var… Sanat tarihçileri duymasın. Önce”Hades“Hades ve Persephone” yazısının devamını oku

Antik Anadolu Kültürlerinde Kehanet

Kim istemez geleceği bilmek? Bugün belki eskisi kadar olmasa da hala fal yoluyla geleceğe dair kestirimlerde bulunmak rağbet görür. Kimi zaman gizli, kimi zaman eğlencesine, bazen kahve telvesinden bazense yıldızların diziliminden geleceğe dair yorum üretmek aslında bize atalarımızdan miras kalmış bir gelenek.  Bu yazıda bu işin Anadolu’daki geçmişine dair bilgileri derleyeyim diyorum. Geçmiş zamanlardaki kehanetle”Antik“Antik Anadolu Kültürlerinde Kehanet” yazısının devamını oku

Arkeolojiyi Neden Sever Bir İnsan?

Bazen kendimi belediye kepçesinin kazdığı bir kanal çukurunun başında, asfaltın altındaki toprağa bakarken bulurum. Düşündüğüm şey o an ortaya, gün ışığına çıkan toprak tanelerinin, taşların kepçe kazıya başlamadan önce en son ne zaman gün ışığını gördükleri olur. Basit bir kazı, taş, toprak ve en son belki de milyon yıl önce gün ışığı gören bir şeyi”Arkeolojiyi“Arkeolojiyi Neden Sever Bir İnsan?” yazısının devamını oku

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Bu yazı evden çıkmanın yasak olduğu günlerde yazıldı. Evden çıkamayınca bilgisayarın hafızasındaki yerlerde gezinmeye, onları bilgisayarın hafızasından tekrar kendi hafızama çağırmaya başladım. Bu gezintiler esnasında Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne yaptığım ziyaretlerin fotoğraflarında turladım bir kaç sefer ve buranın hem mekansal hem de barındırdığı eserler açısından ne müthiş bir yer olduğunu hatırladım tekrar. Bu müze gerçekten”Anadolu“Anadolu Medeniyetleri Müzesi” yazısının devamını oku